Onlar yollarını kaybetme ihtimaline karşı yanlarında bir harita taşıdılar.
- They carried a map with them in case they should lose their way.
Yağmur yağma ihtimaline karşı ceketini al.
- Take your coat in case it rains.
Gelemediği takdirde, onun yerini almak zorunda kalacaksınız.
- You'll have to take his place in case he can't come.
Yangın olduğu takdirde bu butona bas!
- Push this button in case of fire!
Yağmur yağmaya başlar diye yanına bir şemsiye al.
- Take an umbrella with you in case it begins to rain.
Beni aramak istersin diye telefonumu bırakacağım.
- I'll leave my number in case you want to call me.
Yangın durumunda, bu düğmeye basın.
- In case of fire, press this button.
Yangın durumunda, 119'u çevir.
- In case of fire, dial 119.
In case of emergency, break glass.
... And if that's not the case, then you'll be out of business. ...
... goto website for thompson katelyn in the case of this information you can go to ...