in spite of

listen to the pronunciation of in spite of
İngilizce - Türkçe
rağmen

Ben onun hatalarına rağmen, ona hayranım. - I admire him, in spite of his faults.

Çok sayıda hatasına rağmen ondan hoşlanmamak elimde değil. - I cannot help liking him in spite of his many faults.

-e karşın
-makla beraber
olduğu halde
e rağmen
-e rağmen, -e karşın: " He's carrying on in spite of the difficulties. - Zorluklara rağmen devam ediyor."
e karşı
-e rağmen
-e rağmen, -e karşın: He's carrying on in spite of the difficulties. Zorluklara rağmen devam ediyor
mukabil
karşın

Ekonomik durgunluğa karşın, ticari ürün fiyatları hala yüksek. - In spite of the depression, the prices of commodities are still high.

after
{s} sonraki

Yarından sonraki gün gel. - Come the day after tomorrow.

Ben sadece öğleden sonraki toplantıya katılamayacağımı sana bildirmek istiyorum. - I just want to let you know that I can't attend this afternoon's meeting.

after
arkasından

Köpek sahibinin arkasından gitti. - The dog tagged along after his master.

Jane geyiğin arkasından elinden geldiği kadar hızlı koştu. - Jane ran after the deer as fast as possible.

after
conj. dikten sonra
after
yüzünden

O açlık ve yorgunluk yüzünden bayıldı, ancak bir süre sonra kendine geldi. - He fainted with hunger and fatigue, but came to after a while.

O, kötü bir soğuk algınlığı yüzünden yatakta olan kızkardeşine baktı. - She looked after her sister, who was in bed with a bad cold.

after
tarihinden sonra
after
in ardından
after
sonrası

Tom gece yarısı sonrasına kadar eve gitmedi. - Tom didn't get home until after midnight.

Kısa bir mücadele sonrası, onlar kazandı. - After a brief fight, they won.

after
(Askeri) gemicilikte kıça yakın
after
-e rağmen
after
(Bilgisayar) yandaki süre sonunda
after
sonraları

O cumartesi öğleden sonraları ne yapıyor? - What does he do on Saturday afternoons?

Tom Pazartesi öğleden sonraları genellikle çalışmak zorunda değildir. - Tom usually doesn't have to work on Monday afternoons.

after
den sonra
after
hakkında

Öğle yemeğinden sonra bunun hakkında konuşabilir miyiz? - Can we talk about this after lunch?

Tom, o günkü olaylar hakkında yazdıktan sonra günlüğü kapattı. - Tom closed his diary after writing about that day's events.

after
-ın ardından/arkasından/peşinden
after
{e} için, yüzünden; -den dolayı
after
{e} göre

Japonya'da ebeveynler yaşlandıklarında geleneklere göre çocukları tarafından bakılırlar. - When parents get old in Japan, they are customarily looked after by their children.

Hava tahminine göre bu öğleden sonra yağmurlu olacaktı ama öyle olmadı. - The weather forecast said that it would rain this afternoon, but it didn't.

after
{s} sonra gelen

Fırtınadan sonra gelen sakinlik. - The calm that comes after the storm.

after
(bağlaç) dikten sonra
after
(sıfat) sonraki, izleyen, sonra gelen
after
(zarf) sonra, daha sonra, ardından, arkasından
İngilizce - İngilizce
Despite, irrespective of, notwithstanding

No evening I had passed at Bly had the portentous quality of this one; in spite of which—and in spite also of the deeper depths of consternation that had opened beneath my feet—there was literally, in the ebbing actual, an extraordinarily sweet sadness.

despite
at heart

He seems to be very angry all the time but at heart is is a very gentle person.

despite, notwithstanding
after
in spite of

    Türkçe nasıl söylenir

    în spayt ıv

    Telaffuz

    /ən ˈspīt əv/ /ɪn ˈspaɪt əv/

    Etimoloji

    () From Middle English

    Videolar

    ... production of oil and gas in the U.S. is up. But not due to his policies. In spite of his ...
    ... spite of the fact that the question came into the light, ...