Onu ben iki yıl önce bir yerde gördüm.
- I saw her somewhere two years ago.
O, parkın civarında bir yerde yaşıyor.
- He lives somewhere around the park.
Onu ben iki yıl önce bir yerde gördüm.
- I saw her somewhere two years ago.
Bir yere gideceğimizi düşünmüştüm.
- I thought we were going to go somewhere.
Herhangi bir yerde Tom'un adresine sahibim.
- I have Tom's address somewhere.
Ben çakmağı burada bir yere koydum ve şimdi onu bulamıyorum.
- I put my lighter down somewhere and now I can't find it.
Bir yere bir sınır koymalıyız.
- We have to draw a line somewhere.
Bir yere gideceğimizi düşünmüştüm.
- I thought we were going to go somewhere.
O, burada bir yerde yaşıyor.
- He lives somewhere about here.