Yağmur yağma ihtimaline karşı ceketini al.
- Take your coat in case it rains.
Geç kalma ihtimaline karşın acele et.
- Make haste in case you are late.
Yangın olduğu takdirde bu butona bas!
- Push this button in case of fire!
Gelemediği takdirde, onun yerini almak zorunda kalacaksınız.
- You'll have to take his place in case he can't come.
Bazı durumlarda, zümrütler elmaslardan daha değerli olabilir.
- In some cases, emeralds can be worth more than diamonds.
Bazı durumlarda, pidgin birinci dil haline geldi.
- In some cases, pidgin became a first language.
Tom ihtiyacı olur diye bıçağını getirdi.
- Tom brought his knife just in case he needed it.
Yağmur yağmaya başlar diye yanına bir şemsiye al.
- Take an umbrella with you in case it begins to rain.
Yangın durumunda, bu düğmeye basın.
- In case of fire, press this button.
Yangın durumunda, çanı çal.
- In case of fire, ring the bell.
In case of emergency, break glass.