in reference to another pitch, being higher in frequency than that given pitch

listen to the pronunciation of in reference to another pitch, being higher in frequency than that given pitch
İngilizce - Türkçe

in reference to another pitch, being higher in frequency than that given pitch teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

sharp
{s} keskin

Şirket kazançları ilk çeyrekte keskin şekilde gelişti. - Corporate earnings in the first quarter improved sharply.

Bu bıçağın ağzı keskindir ve iyi keser. - The edge of this knife is sharp and cuts well.

sharp
seçik
sharp
acı

Göğsünde keskin bir acı hissetti. - She felt a sharp pain in the chest.

O, keskin bir acı hissetti. - He felt a sharp pain.

sharp
ani (dönüş)
sharp
dokunaklı
sharp
net

Doğum günü fotoğrafları çok net. - The birthday pictures are very sharp.

sharp
diyez
sharp
diyez nota
sharp
(fiil) tizleştirmek, hile yapmak, oyunda hile yapmak, üçkâğıtçılık yapmak
sharp
{s} sek

Bir ağacı devirmek için sekiz saatim olsa, ilk altı saati baltayı bilemek için kullanırım. - If I had eight hours to chop down a tree, I'd spend the first six hours sharpening the ax.

Kahvaltımı saat tam sekizde odamda istiyorum. - I would like my breakfast in my room at eight o'clock sharp.

sharp
{f} hile yapmak
sharp
{s} ekşi
sharp
{s} sert

Çocuklara karşı çok sert olma. - Don't be so sharp with the children.

sharp
{s} kurnaz

Tom gerçekten kurnaz, değil mi? - Tom is really sharp, isn't he?

sharp
{s} keskin (gözler, görme duyusu)
sharp
(Tıp) Had
sharp
{s} dolandırıcı
sharp
{s} sivri uçlu
sharp
{s} seri
sharp
birden
İngilizce - İngilizce
sharp
in reference to another pitch, being higher in frequency than that given pitch

    Heceleme

    in re·fer·ence to an·oth·er pitch, be·ing higher in fre·quen·cy than that giv·en pitch

    Telaffuz