O görünüşte varlıklı fakat gerçekte değildir.
- He is wealthy in appearance but not in reality.
Herkes köle kızın gerçekte bir prenses olduğunun keşfedilmesine çok şaşırmıştı.
- Everyone was very surprised to discover that the slave girl was in reality a princess.
Ben onu sanki dünmüş gibi hatırlıyorum ama aslında on beş yıl önceydi.
- I remember it as if it were yesterday, but in reality it was fifteen years ago.
Aslında, onların bütün ilgilendiği güçtür.
- In reality, all they are interested in is power.
... reality and in the future, that's where we will spend most of our life. We will spend ...
... You will never see me do reality television. ...