Paul babasının yerine partiye gitti.
- Paul went to the party in place of his father.
Oraya senin yerine gideceğim.
- I will go there in place of you.
Öğle yemeğini evde yedi.
- She has lunch at home.
Eğer yarın yağmur yağarsa, bütün gün evde kalacağım.
- If it rains tomorrow, I will stay at home all day.
Seni kendi evindeymiş gibi hissettirmek istedim.
- I wanted to make you feel at home.
Where is your computer? - I left it behind at home because the battery is dead.