Tüm açıklama izaha muhtaç.
- The entire statement is in need of explanation.
Sizin toprağınız islah edilmeye muhtaçtır.
- Your soil is in need of amending.
Dünyanın pek çok yerinde, herkesin ihtiyaçlarını karşılamak için yeterli yiyecek yoktur.
- In many parts of the world, there is not enough food to meet everyone's needs.
O, kahrolası aşk sözlerine ihtiyaç duyuyordu.
- She needed fuckin' words of love.
Fabrikamızın birçok makineye gereksinimi var.
- Our factory needs a lot of machinery.
Müşterilerimizin istek ve gereksinimlerini karşılamayı amaçlıyoruz.
- We aim to satisfy our customers' wants and needs.
Tüm açıklama izaha muhtaç.
- The entire statement is in need of explanation.
Çocuklar sana muhtaç.
- The children are in need of you.
Dünya'nın petrol yerine yeni enerji kaynakları geliştirmesi gerekmektedir.
- The world needs to develop new energy sources in place of oil.
Bizim karşılıklı sorunumuza bir çözüm bulmak için birlikte çalışmamız gerekmektedir.
- We need to work together to find a solution to our mutual problem.
Fakir olmak az şeye sahip olmak değil fakat çok şeye ihtiyacı olmaktır.
- To be poor is not to have little, but to need much.
İhtiyaç duymadığım pek çok şeyim var.
- I have so many things I don't need.
Avrupa hiç kimseye ihtiyaç duymaz.
- Europe doesn't need anyone.
Biriyle konuşman gerekirse istediğin zaman beni ara.
- If you need to talk to someone, call me any time you want.
Gitmem gerekirse kendim giderim.
- I'll go myself if I need to.
Yoksul adam ihtiyaç içindeydi.
- The poor man was in need.
Aren't you in need of help?
- Aren't you in need of help?
... the private insurance system, precisely at the time when they are most in need of decent ...
... I'm not criticizing them for the need of their problem. ...