Sizin toprağınız islah edilmeye muhtaçtır.
- Your soil is in need of amending.
Tüm açıklama izaha muhtaç.
- The entire statement is in need of explanation.
Amerikalıların Çin'e seyahat etmeleri için bir vizeye ihtiyaçları var.
- Americans need a visa to travel to China.
Büyük bir ordu ve donanmaya ihtiyaç olacaktı.
- A large army and navy would be needed.
Fabrikamızın birçok makineye gereksinimi var.
- Our factory needs a lot of machinery.
Müşterilerimizin istek ve gereksinimlerini karşılamayı amaçlıyoruz.
- We aim to satisfy our customers' wants and needs.
Hayırsever, servetini muhtaç insanlara yardımcı olmak için kullanmaya çalıştı.
- The philanthropist tried to use her wealth to help people in need.
Sizin toprağınız islah edilmeye muhtaçtır.
- Your soil is in need of amending.
Bizim karşılıklı sorunumuza bir çözüm bulmak için birlikte çalışmamız gerekmektedir.
- We need to work together to find a solution to our mutual problem.
Dünya'nın petrol yerine yeni enerji kaynakları geliştirmesi gerekmektedir.
- The world needs to develop new energy sources in place of oil.
Fakir olmak az şeye sahip olmak değil fakat çok şeye ihtiyacı olmaktır.
- To be poor is not to have little, but to need much.
Tom ihtiyaç duymadığı birkaç şey satın aldı.
- Tom bought a few things he didn't need.
Gittiğin yerde buna ihtiyaç duymayacaksın.
- You won't be needing that where you're going.
Tom gerekirse bilgisayarımı kullanabilir.
- Tom may use my computer if he needs to.
Eğer bir yere gitmen gerekirse, ben gelip seni alabilirim.
- If you need a ride, I could come and get you.
Yoksul adam ihtiyaç içindeydi.
- The poor man was in need.
Aren't you in need of help?
- Aren't you in need of help?
... I'm not criticizing them for the need of their problem. ...
... the private insurance system, precisely at the time when they are most in need of decent ...