Eninde sonunda kim karar verecek?
- Who will ultimately decide?
Sonuçta, Jane onu satın almadı.
- In the end, Jane didn't buy it.
Sonuçta çalışkan kişi başarır.
- In the end, the diligent person succeeds.
Yani sonuçta, Web'i dil öğrenmede daha iyi bir yer yapmak için biz Tatoeba ile sadece temelleri inşa ediyoruz.
- So ultimately, with Tatoeba we are only building the foundations… to make the Web a better place for language learning.
Bu tür düşüncelerin sonuçta onların nihai kararı üzerinde herhangi bir etkisi olmamıştır.
- Such considerations ultimately had no effect on their final decision.
Sonunda, Almanlar geri çekilmeye zorlandı.
- In the end, the Germans were forced to withdraw.
Sonunda diğer kedi yavrusunu seçti.
- In the end she chose another kitten.