Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.
- Before going to study in Paris, I must brush up on my French.
Kahvaltıdan önce duş aldım.
- I showered before breakfast.
Daha önce Kyoto' yu ziyaret etti mi?
- Have you ever visited Kyoto before?
Filmi daha önce gördüğüm için televizyonu kapattım.
- I turned off the TV because I had seen the movie before.
John mesleğini ailesinden daha önde tutar.
- John puts his career before his family.
O, efendisinin öfkesi karşısında geri çekildi.
- He recoiled before his master's anger.
Onunla karşılaşmadan önce, Pizzaro adamlarının ve silahlarının çoğunu kasaba yakınında sakladı.
- Before meeting him, Pizzaro hid many of his men and guns near the town.
Evvelce sarhoş oldum; daha da çok olacak gibiyim.
- I've been drunk before and likely will get drunk many more times.
Allah önünde bütün insanlar eşittir.
- All men are equal before God.
Kapının önünde genç bir adam şarkı söylüyor.
- A young man is singing before the door.
Sana önceden bildireceğim.
- I'll let you know beforehand.
Önceden tüm hazırlıkları yapmadan kışın dağlara tırmanacak kadar aptal değilim.
- I know better than to climb mountains in winter without making all necessary preparations beforehand.
O, efendisinin öfkesi karşısında geri çekildi.
- He recoiled before his master's anger.
Evlilik teklif etmeden önce düğün planlamak arabayı atın önüne koymaktır.
- Planning the wedding before proposing is putting the cart before the horse.
Adının önüne bir haç yap.
- Make a cross before your name.