in favor of

listen to the pronunciation of in favor of
İngilizce - Türkçe
tarafında olarak
lehinde

Anne ve babası gezisinin lehinde idi. - His parents were in favor of his trip.

Ben önerinini lehindeyim. - I am in favor of your proposal.

lehine

Konuşma onların sosyal hareketinin lehineydi. - The address was in favor of their social movement.

2020 yılında, tüm kamu kurumlarında Almanca kullanımı nüfusun bir kısmında kitlesel protestolara rağmen, İngilizce lehine kaldırılmıştır. - In 2020, the use of German in all public institutions was abolished in favor of English, despite massive protests on the part of the population.

emrine
-in lehinde, -in lehine, -den yana, -in taraftarı
pro
yerinde

Cinsel taciz iş yerinde ciddi bir sorun olabilir. - Sexual harassment can be a serious problem in the workplace.

Burada iş yerinde küçük bir sorunum var. - I have a little problem here at work.

pro
için

GDO'lu ürünler insan hayatı için tehlikelidir. - Products with GMO are dangerous to human life.

Coca-Cola'nın üretildiği ilk yıllarda, o kokain içeriyordu. 1914'te, kokain bir uyuşturucu olarak gruplandırıldı ve sonra Coca-Cola'nın üretimi için kokain yerine kafein kullandılar. - In the first years that Coca-Cola was produced, it contained cocaine. In 1914, cocaine was classified as a narcotic, after which they used caffeine instead of cocaine in the production of Coca-Cola.

pro
yerine geçen

Profesör Rosa'nın yerine geçen öğretmen Arjantinlidir. - The teacher who substituted for professor Rosa is from Argentina.

in favour of
lehinde
in favour of
taraftar olmak
in favour of
lehine

Onlar Bay Jones lehine oy vereceklerine ikna oldular. - He is convinced that they will vote in favour of Mr Jones.

pro
taraflar
in favour of
yanında
pro
yandaş
pro
lehinde

O, teklifin lehindeydi. - He was in favor of the proposition.

O, teklifin lehinde oy verdi. - He voted for the proposal.

pro
orospu
pro
destekleyen fikir
be in favor of
lehine olmak
in favor
lehle
pro
önek ... taraftarı, ... yanlısı, -in tarafını tutan: He´s pro-French. 1. O, Fransızların tarafını tutuyor. 2. O, Fransızcadan yanadır
pro
lehte olanlar
pro
dili profesyonel atlet
pro
fahişe

Brush'ın annesinin bir fahişe olduğunu duydum. - I heard that Brush's mother is a prostitute.

Hiçbir kadın fahişe olarak doğmaz. - No woman is born a prostitute.

pro
taraftarı
pro
yanlısı

Nagasaki yanlısı bir futbol takımı kuralım. - Let's put together a pro-soccer team for Nagasaki!

pro
yanında

Sorun Tom'un Mary'nin yanında oturmak istememesidir. - The problem is that Tom doesn't want to sit next to Mary.

O, eğitimin yanında temel sorundur. - That is the principle problem next to education.

pro
lehte oy/profesyonel
İngilizce - İngilizce
for; in support of; approving, supporting

Many people are in favor of capital punishment.

pro
for, in support of, approving, supporting
in favour of
In defence or support of; on behalf of; on the side of. to be in favour of: to be on the side of, to be disposed to support or advocate
in favour of
in support or to the advantage of
in favour of
to be replaced by
in favor of

    Heceleme

    in fa·vor of

    Türkçe nasıl söylenir

    în feyvır ıv

    Telaffuz

    /ən ˈfāvər əv/ /ɪn ˈfeɪvɜr əv/

    Videolar

    ... not in favor of a $5 trillion tax cut. That's not my plan. My plan is not to put in place ...
    ... have better opportunities. But I'm not in favor of rounding up people ...