Bu kurallara aykırıdır.
- Es ist gegen die Regeln.
Senin kurallarına göre yaşamak istemiyorum.
- Ich will nicht nach deinen Regeln leben.
İnsanlar normalde dakikada 12 ile 20 kez arası nefes alır.
- People normally breathe 12 to 20 times a minute.
Normalde saat 6.00 da kalkarım.
- I normally get up at 6 o'clock.
Onun mizah tipik Fransız, çok esprili.
- His humor is very witty, typically French.
Tipik olarak, insan gebeliği her biri yaklaşık üç aylık üç trimestere ayrılır.
- Typically, human pregnancy is divided into three trimesters of approximately three months each.
Normal olarak, biz onu İspanya'da yapmayız.
- Normally, we don't do that in Spain.
Normal olarak yemediğim masadaki tek şey sarı tabaktaki şeydir.
- The only thing on the table that I normally wouldn't eat is that stuff on the yellow plate.
Bu durumda bu kuralı uygulayabilir miyiz?
- Can we apply this rule in this case?
Korkarım ki kitaptaki her kural ihlal edilmektedir.
- I'm afraid that violates every rule in the book.
Erkekler, genellikle, kızlardan daha uzundur.
- Boys, as a rule, are taller than girls.
Genellikle Japonya'da haziran ayında fazla yağmur vardır.
- As a rule we have much rain in June in Japan.
Şimşek genellikle gök gürültüsüne eşlik eder.
- Lightning normally accompanies thunder.
Bir cümlenin genellikle öznesi ve yüklemi vardır.
- A sentence normally has a subject and a verb.
Tipik olarak, insan gebeliği her biri yaklaşık üç aylık üç trimestere ayrılır.
- Typically, human pregnancy is divided into three trimesters of approximately three months each.
Normally, we eat three times a day.
- In der Regel essen wir dreimal pro Tag.