in der öffentlichkeit teriminin Almanca Türkçe sözlükte anlamı
- Öffentlichkeit
- halktan
- Öffentlichkeit
- herkese açık
- Öffentlichkeit
- halka açık
- Öffentlichkeit
- kamuoyunun
- Öffentlichkeit
- public arena
- Öffentlichkeit
- [die] halk, ahali, kamu; aleniyet
- Öffentlichkeit
- {'öfıntlihkayt} e kamu halk; açıklık, genellik
İlgili Terimler
in der öffentlichkeit teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- in public
- herkesin içinde
O, herkesin içinde benimle alay etti.
-He made fun of me in public.
Kısa sürede herkesin içinde konuşmaya alıştım.
-I soon got accustomed to speaking in public.
- in public
- açıkça
- in public
- herkesin önünde
Herkesin önünde böyle şeyler söylememelisin.
-You ought not to say such things in public.
Tom herkesin önünde konuşmak zorunda olduğunda sinirlenir.
-Tom becomes nervous whenever he has to speak in public.
- in public
- alenen
Bir kadına alenen yardım etme. Şüpheli görüneceksin.
-Don't help a woman in public. You'll look suspicious.
- in public
- milletin içinde
İlgili Terimler
in der öffentlichkeit teriminin Almanca İngilizce sözlükte anlamı
- in public
It will be difficult for him to speak in public.
-Es wird ihm schwerfallen, in der Öffentlichkeit zu reden.
I soon got accustomed to speaking in public.
-Ich gewöhnte mich bald daran, in der Öffentlichkeit zu sprechen.
- publicly, out in the open
- Öffentlichkeit
- light
- Öffentlichkeit
- publicness
- Öffentlichkeit
- light of day
- Öffentlichkeit
- audiences
- Öffentlichkeit
- public eye
This will be his first match in the public eye.
-Das wird das erste Spiel im Blickpunkt der Öffentlichkeit sein.
- Öffentlichkeit
- public sphere
- Öffentlichkeit
- public
Even though he had served his time in prison, the murderer was never quite condoned by the public for his crime.
-Obwohl er seine Haftstrafe im Gefängnis abgesessen hatte, verzieh die Öffentlichkeit dem Mörder sein Verbrechen nie ganz.
The mayor addressed the general public.
-Der Bürgermeister wandte sich an die Öffentlichkeit.