in charge

listen to the pronunciation of in charge
İngilizce - Türkçe
sorumlu

Bayan Sato benim sınıfın sorumlusudur. - Miss Sato is in charge of my class.

Bu binanın sorumlusu kimdir? - Who is in charge of this building?

görevli
sorumlu olmak
görevde

Tom hâlâ resmî olarak görevde. - Tom is still officially in charge.

Bu görevden ben sorumluyum. - I'm in charge of this mission.

vazifede
vazifeli
iş başında
bakmak
idare etmekte
Görevli, sorumlu, işbaşında
sorumlu, mesul
dorum
(Fiili Deyim ) görevli , sorumlu , işbaşında
nezaret altında
başkasının sorumluluğunda
(isim)zaret altında, başkasının sorumluluğunda
amir
sorumlu kimse
in charge of
sorumlu

Bayan Sato benim sınıfın sorumlusudur. - Miss Sato is in charge of my class.

O yayınlama için bir dergi hazırlanmasında sorumlu oldu. - He was in charge of preparing a magazine for publication.

be in charge
(of) -in sorumlusu olmak, -e bakmak: Who's in charge here? Buraya kim bakıyor?
be in charge
bakmak
be in charge
sorumlusu olmak
be in charge
sorumlu olmak
in charge of
(deyim) gözetimi altında
in charge of
(deyim) sorumluluğunda
in charge of
yetkisiyle
in charge of
sorumlu olmak
to be in charge
bakmak
to be in charge
sorumlu olmak
in charge of
-den sorumlu
in charge of
in yetkisiyle
in charge of
-in sorumlusu
in-charge
in-şarj
in charge of
yükümlü

Bir kaptan, gemisinden ve ekibinden yükümlüdür. - A captain is in charge of his ship and its crew.

Bu şirkette çalışan kadınlardan yükümlü olacaksın. - You'll be in charge of the women working in this factory.

in charge of
(Fiili Deyim ) -ın gözetimi altında
in charge of
-in yetkisiyle
to be in charge
başta/ında bulunmak
İngilizce - İngilizce
Having the responsibility of leading or overseeing

He left his daughter in charge of watching her younger sisters.

Having the power of command or control

This internet browser puts you in charge of your personal settings.

in control; "who is the person in charge?
in control; "who is the person in charge?"
in command, responsible over
in charge

    Türkçe nasıl söylenir

    în çärc

    Telaffuz

    /ən ˈʧärʤ/ /ɪn ˈʧɑːrʤ/

    Ortak Eşdizimliler

    in charge of

    Videolar

    ... They had to charge people. ...
    ... important to me. And if you kidnap her, the charge isn't theft. But we can acknowledge ...