in case

listen to the pronunciation of in case
İngilizce - Türkçe
takdirde: In case it's necessary, I can work late. Gerektiği takdirde geç vakte kadar çalışabilirim
eğer diye
ihtimaline karşı

Onun gelme ihtimaline karşı hazır olsan iyi olur. - You had better be ready in case he comes.

Onlar yollarını kaybetme ihtimaline karşı yanlarında bir harita taşıdılar. - They carried a map with them in case they should lose their way.

(Fiili Deyim ) -dığı takdirde
takdirde

Gelemediği takdirde, onun yerini almak zorunda kalacaksınız. - You'll have to take his place in case he can't come.

Yangın olduğu takdirde bu butona bas! - Push this button in case of fire!

ise
diye

Yağmur yağmaya başlar diye yanına bir şemsiye al. - Take an umbrella with you in case it begins to rain.

Tom ihtiyacı olur diye bıçağını getirdi. - Tom brought his knife just in case he needed it.

şayet
-sı halinde
-sı durumunda
durumunda

Yangın durumunda bu camı kır. - Break this glass in case of fire.

Yangın durumunda, 119'u çevir. - In case of fire, dial 119.

ihtimaline karşın

I will alert you in case any inconvenient situation.

takdirde: - İ can work late in case it's necessary.Gerektiği takdirde geç vakte kadar çalışabilirim
olur diye, ...-ir diye
dolayısıyla
vuku halinde
in case of
halinde

Kırmızı lamba tehlike halinde yanar. - The red lamp lights up in case of danger.

Zorluk olması halinde, sorabilirsin. - In case of whatever difficulty, you may ask.

in case of
olması halinde

Yangın olması halinde bu butona bas! - Push this button in case of fire!

Zorluk olması halinde, sorabilirsin. - In case of whatever difficulty, you may ask.

in case of
durumunda

Bir deprem durumunda, gazı kapatın. - In case of an earthquake, turn off the gas.

Yangın durumunda, çanı çal. - In case of fire, ring the bell.

in that case
o halde

O halde, ben sizin bugün gelmeniz gerektiğini düşünüyorum. - In that case, I think you should come in today.

in case of
vukuu halinde
in case of
(Konuşma Dili) koşulunda
in case of
takdirde

Yangın olduğu takdirde bu butona bas! - Push this button in case of fire!

in that case
(Konuşma Dili) o durumda
in that case
şu halde
in that case
(Konuşma Dili) öyle olursa
in this case
bu vakada
in this case
bu takdirde
in this case
demek ki
incase
sandıklamak
incase
içine koymak
incase
kaplamak
incase
kutu içine koymak
in case of
olduğu taktirde
in case of
olursa

Yangın olursa diye el altında her zaman bir kova su bulundur. - Always keep a bucket of water handy, in case of fire.

Sorun olursa, lütfen beni arayın. - In case of trouble, please call me.

in case of
-dığı takdirde
in this case
bu durumda

Bu durumda bu kuralı uygulayabilir miyiz? - Can we apply this rule in this case?

Kural bu durumda geçerlidir. - The rule holds good in this case.

incase
içine koy
in case of
anında
in case of
durumunda. durum anında. or: in case of emergency break the windows: Acil durumda camları kırınız
in that case
o zaman
in case of
halinde: In case of fire press this button. Yangın anında bu düğmeye basın. in case of emergency acil durumda
in case of
olduğu takdirde

Yangın olduğu takdirde bu butona bas! - Push this button in case of fire!

in case that
ettiği halde
in case that
olduğu taktirde
in that case
demek oluyor ki
in that case
öyleyse
in that case
o takdirde

O takdirde, öyle olsun. - In that case, so be it.

incase
sandık veya kutu içine koymak
incase
{f} kabına koymak
incase
f., bak. encase
incase
{f} örtmek
İngilizce - İngilizce
In the event; should there be a need

In case of emergency, break glass.

by chance that, if
if there happens to be need; "in case of trouble call 911"; "I have money, just in case"
if there happens to be need; "in case of trouble call 911"; "I have money, just in case
in that case
by this chance, in that situation, if so
in that case
then
in this case
in this situation, if so, if we consider this situation
incase
obsolete, alternative spelling of encase
incase
enclose in, or as if in, a case; "my feet were encased in mud"
incase
{f} pack, wrap, enclose in a case (also encase)
incase
To inclose in a case; to inclose; to cover or surround with something solid
in case

    Türkçe nasıl söylenir

    în keys

    Telaffuz

    /ən ˈkās/ /ɪn ˈkeɪs/

    Etimoloji

    () Middle English

    Ortak Eşdizimliler

    in case of, in case that

    Videolar

    ... So there's a case where do I expect ...
    ... of the argument: the human rights case. This may seem a little weird on its face, but bear ...