in an opposite position

listen to the pronunciation of in an opposite position
İngilizce - Türkçe
aleyhte
against
{e} karşı

Ben bu projeye karşıyım. - I am against this project.

Üniversite arkadaşım terör karşıtı. - My university friend is against terror.

against
{e} aykırı

Google Translate, Ubuntu Çevirileri için yeterince iyi değildir. Ayrıca bu, Ubuntu ilkesine de aykırıdır. - Google Translate is not good enough for Ubuntu Translations. Furthermore, this is against Ubuntu policy.

O, yasalara aykırıdır. - This is against the law.

against
{e} karşısında

Yen dolar karşısında yüzde 10 değer kazandı. - The yen appreciated 10 percent against the dollar.

Yen'in dolar karşısında değer kaybetmesi bekleniyor. - The yen is expected to lose value against the dollar.

against
ters olarak
against
{e} karşı: against the current akıntıya karşı. a vaccine against the flu gribe karşı bir aşı
against
-e değecek şekilde
against
(Ticaret) mukabili
against
(Ticaret) karşılığı
against
karşılaştırarak
against
e karşı
against
karşı olmak

Nükleer savaşa karşı olmak için kuantum fiziğinde bir doktoraya ihtiyacın yok. - You don't need a PhD in quantum physics to be against nuclear war.

against
-e doğru
against
-e karşı
against
over against ona karşı
against
edat karşı
against
{e} aleyhinde, karşı: a vote against the
against
O adam reform düşmanıdır
İngilizce - İngilizce
opposite
against
oppositely
in an opposite position

    Heceleme

    in an op·po·site po·si·tion

    Türkçe nasıl söylenir

    în ın äpzıt pızîşın

    Telaffuz

    /ən ən ˈäpzət pəˈzəsʜən/ /ɪn ən ˈɑːpzət pəˈzɪʃən/