O nereye giderse etrafında mutluluk yayar.
- He radiates happiness around wherever he goes.
O nereye giderse kaybolur.
- He gets lost wherever he goes.
Her nerede söylersen, Tom.
- Wherever you say, Tom.
Tom nerede isterse yiyebilir.
- Tom may eat wherever he wants to.
Her nereye gitse, oldukça sevilir.
- Wherever she goes, she is well liked.
Her nereye gitsem köpek beni izler.
- The dog follows me wherever I go.
Her nerede söylersen, Tom.
- Wherever you say, Tom.
O her nereye gitse, köpek onu izledi.
- The dog followed him wherever he went.
Her nereye gitse, oldukça sevilir.
- Wherever she goes, she is well liked.
Nerede olursa bir şekerleme yapabilirim.
- I can take a nap wherever.
Biz nerede olursa olsun bize yöneltilen teröre hızlı ve kararlı bir şekilde cevap yeteneğine sahip olacağız.
- We shall have the ability to respond rapidly and decisively to terrorism directed against us wherever it occurs.