Ben bir anlamda asabiyim.
- I am nervous in a sense.
Bir anlamda, böyle bir siyasi harekete bir devrim denilebilir.
- In a sense, such a political movement may be called a revolution.
Bir bakıma, yanılıyorsun.
- In a sense, you are wrong.
Sanırım onun söylediği bir bakıma doğru.
- I think what he said is true in a sense.