in a vain

listen to the pronunciation of in a vain
İngilizce - Türkçe

in a vain teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

in vain
boşuna

John sorunu çözmek için boşuna uğraştı. - John tried in vain to solve the problem.

Dick o problemi çözmek için boşuna çalıştı. - Dick tried to solve the problem, in vain.

in vain
boş yere

Ben onu bir daha sigara içmemesi için boş yere ikna etmeye çalıştım. - I tried in vain to persuade him not to smoke any more.

Boş yere tanığa rüşvet vermeye yeltendiler. - They attempted in vain to bribe the witness.

in vain
Beyhude, boşuna
in vain
abese
in vain
nafile

O bütün gece çalışmayı denedi, ama nafile. - He tried to study all night, but in vain.

Biz beş dakika kapıyı çaldık, ama nafile. - We knocked at the door for five minutes, but in vain.

in vain
boşa
İngilizce - İngilizce

in a vain teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

in vain
Without success; ending in failure

On the mountains of truth you can never climb in vain.

in vain
In a disrespectful manner, especially when concerning religion

Thou shalt not take the name of the LORD thy God in vain.

in vain
to no avail; "he looked for her in vain"; "the city fathers tried vainly to find a solution"
in vain
all for nothing
in a vain

    Türkçe nasıl söylenir

    în ı veyn

    Telaffuz

    /ən ə ˈvān/ /ɪn ə ˈveɪn/

    Videolar

    ... And I knew if I cast my friends-- they're very vain. ...