O bütünüyle adil değil.
- That's totally unfair.
Bana karşı bütünüyle dürüst müydün?
- Have you been totally honest with me?
Çocuk tamamen ebeveynlerine bağımlıydı.
- The boy is totally dependent on his parents.
O tamamen kesin değildir.
- It isn't totally exact.