in a table, a horizontal collection of cells

listen to the pronunciation of in a table, a horizontal collection of cells
İngilizce - Türkçe

in a table, a horizontal collection of cells teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

row
{i} kavga

Konserde herkes kavgaya karıştı! - Everybody row in concert!

Kavgacı ya da sarhoş müşterilere dikkat edin. - Watch out for rowdy or drunk customers.

row
{f} kürek çek

O, uzakta kürek çeken bir teknenin görüntüsünü gördü. - She caught sight of a rowing boat in the distance.

Kürek çekmek için göle gittik. - We went to the lake to row a boat.

row
{i} sıralı evleri olan sokak
row
(Bilgisayar) sat
row
(Bilgisayar) satırlar
row
münakaşa etmek
row
hır
row
kapışma
row
ağız kavgası
row
kürek çekme

Tom genellikle tek başına kürek çekmeye gider. - Tom usually goes rowing by himself.

Tom ve ben bir sandal kiraladık ve kürek çekmeye gittik. - Tom and I rented a rowboat and went rowing.

row
kürek çekmek

Kürek çekmek için göle gittik. - We went to the lake to row a boat.

row
kavga çıkarmak
row
Yataç
row
{i} gürültülü kavga, çıngar, hırgür
row
{i} sıra evler
row
{i} sandal gezisi
row
{f} kavgaya karışmak
row
{f} sandalla gezdirmek
row
{f} gürültülü bir şekilde kavga etmek
row
atışma
İngilizce - İngilizce
row
in a table, a horizontal collection of cells