in a state of panic, worry, frenzy or rush

İngilizce - Türkçe

in a state of panic, worry, frenzy or rush teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

İlgili Terimler

frantic

öfkeli

frantic

{s} aşırı heyecanlanmış

frantic

{s} ümitsiz

Ümitsiz olmana şaşmamalı. - No wonder you're frantic.

frantic

kendini kaybetmişcesine

frantic

çok acele ve telaşlı

frantic

çılgınca heyecanlanmış

frantic

çılgın

Sağlık görevlileri Tom'un hayatını kurtarmak için çılgınca çalıştı. - Paramedics worked frantically to save Tom's life.

Tom çılgınca mücadele etti. - Tom struggled frantically.

frantic

dellenmiş

in a state

bir devlet

frantic

{s} boşuna

frantic

{s} hummalı

frantic

çıIgın

frantic

{s} çıldırmış

frantic

{s} çılgınca

Sami çılgınca bir el feneri sallıyordu. - Sami was frantically waving a flashlight.

Tom telefonunda çılgınca mesaj atıyor. - Tom is texting frantically on his phone.

frantic

{s} zıvanadan çıkmış

frantic

{s} çılgına dönmüş

İngilizce - İngilizce

in a state of panic, worry, frenzy or rush teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

frantic

İlgili Terimler

in a state

agitated and anxious

Heceleme

in a state of panic, worry, fren·zy or rush