in a shared manner; of a shared expense. teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- Dutch
- {s} Alman
Bugün Alman usulü ödeyelim.
-Let's go Dutch today.
Hepsi her ne kadar Hollandalı olsa da birbirleriyle Almanca konuştular.
-Despite the fact that they were all Dutch people, they spoke German with each other.
- Dutch
- {i} Hollanda halkı
- Dutch
- {i} eş
- Dutch
- Hollanda'lı
- Dutch
- Hollandaya/Hollanda diline ilişkin
- Dutch
- {s} Hollandalılara özgü olan
- Dutch
- {s} Hollanda, Hollanda'ya özgü
- Dutch
- {i} Holandaca
- Dutch
- {i} karı
- Dutch
- {s} Hollanda
Guus Hiddink Hollandalıdır.
-Guus Hiddink is Dutch.
İngiliz, Belçikalı ve Hollandalı bir meyhaneye girer ve tezgahta otururlar. Barmen söyler, Bir dakika bekleyin, bu bir şaka mı ne?
-An Englishman, a Belgian and a Dutchman enter a pub and sit down at the counter. Says the barkeeper, Wait a minute, is this a joke or what?
- Dutch
- {i} Hollandalı
İngiliz, Belçikalı ve Hollandalı bir meyhaneye girer ve tezgahta otururlar. Barmen söyler, Bir dakika bekleyin, bu bir şaka mı ne?
-An Englishman, a Belgian and a Dutchman enter a pub and sit down at the counter. Says the barkeeper, Wait a minute, is this a joke or what?
Brigitte bir Hollandalı ismidir.
-Brigitte is a Dutch name.
- Dutch
- {i} Flemenkçe
- Dutch
- {i} Hollandaca
Yakında Hollandaca birkaç kelimeden çok daha fazlasını öğreneceğimi umuyorum.
-I hope to soon know much more than a few sentences in Dutch.
Hollandaca öğrenmek zor değildir.
-It's not difficult to learn Dutch.
- Dutch
- {s} Hollanda'ya ait
İlgili Terimler
in a shared manner; of a shared expense. teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- Dutch