İsimleri rastgele seçmekten başka seçeneği yoktu.
- He had no other choice but to choose the names randomly.
Öyleyse onu dün rastgele görmedin.
- So you did not randomly see her yesterday?
Sizin fikirleriniz bir bakıma doğru.
- Your opinions are right in a way.
Bir bakıma, hatalısın.
- In a way, you're wrong.