Ben sık sık bu sorunu aklımda gözden geçiriyorum.
- I constantly went over this problem in my mind.
Lütfen sık sık sözümü kesmekten kaçınır mısınız!
- Could you please refrain from interrupting me constantly!
Karısı ona sürekli dırdır ediyor.
- His wife nags him constantly.
Sally saç stilini sürekli değiştiriyordu.
- Sally was constantly changing her hairstyle.
Ona sürekli olarak terbiyesini takınmasını söylüyorum.
- I'm constantly telling her to behave herself.
O, benden sürekli olarak ödünç para alıyordu.
- He was constantly borrowing money from me.
Daima kendi kendime lakırdı ederim.
- I constantly talk to myself.