Onun tamamıyla farkındayım.
- I'm fully aware of that.
Gerçeğin tamamıyla farkındayım.
- I'm fully aware of that fact.
Üzgünüm, bugün tamamen ayrılmış.
- I'm sorry, today is fully booked.
Kazanın sebebi olduğunun tamamen farkındadır.
- He fully realizes that he was the cause of the accident.
O, ne gördüğünü polise tam olarak bildirdi.
- He reported fully what he had seen to the police.
Tom hâlâ ne olduğunun tam olarak farkında değil.
- Tom is still not fully aware of what has happened.
Evim tam sigortalıdır.
- My house is fully insured.
Tom tamamen problemin farkında.
- Tom is fully aware of the problem.
He fully met his responsibilities.