Ben bir anlamda asabiyim.
- I am nervous in a sense.
Onun söyledileri bir anlamda doğrudur.
- What he said is true in a sense.
Sanırım onun söylediği bir bakıma doğru.
- I think what he said is true in a sense.
Bir bakıma, o klübe katılmayı reddetmekte haklısın.
- In a sense you are right in refusing to join that club.