Tom Mary'ye aşağılayarak baktı. - Tom looked at Mary contemptuously.
Onun yüzüne tokat atmak yerine, ona tükürdü ve aşağılayarak uzaklaştı. - Instead of slapping him in the face, she spit in it, and walked contemptuously away.
İngilizce - İngilizce
in a contemptuous manner; with scorn or disdain; despitefully teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı