Özenle hazırladığım konuşmamı yaptım.
- I gave my carefully prepared speech.
Şeylerin üzerinde çok dikkatlice düşünmeyi seven tipim.
- I'm the type who likes to think things over very carefully.
Oğlunu övdüğümde çok dikkatlice dinledi.
- She listened very carefully when I praised her son.
Biz bir tek kelime kaçırmamak için dikkatle dinledik.
- We listened carefully in order not to miss a single word.
Tom belgeleri dikkatle inceledi.
- Tom looked over the documents carefully.
Onu itinayla ambulansa kaldırdılar.
- They lifted him carefully into the ambulance.
Bir bakıma, Susie anneme benziyor.
- In a way, Susie seems like my mother.
Paris bir bakıma dünyanın merkezidir.
- Paris is the center of the world, in a way.