He took out his pen to sign his check.
- Çekini imzalamak için bir kalem çıkardı.
He was forced to sign the document.
- Belgeyi imzalamak zorunda kaldı.
I need your signature here.
- Şurayı imzalamanızı rica ediyorum.
All you have to do is sign this paper.
- Yapmanız gereken her şey bu evrakı imzalamaktır.
Could you sign here, please?
- lütfen burayı imzalar mısınız?
We were tied to our decision because we signed the contract.
- Sözleşme imzaladığımız için kararımıza bağlıydık.
Prospectuses must be signed by two sponsor representatives.
- Prospektüsler iki sponsor temsilci tarafından imzalanmalıdır.
Please sign on the dotted line.
- Lütfen noktalı çizginin üzerini imzala.
Hey, I didn't sign on for this.
- Hey, bunun için imzalamadım.
You'd better examine the contract carefully before signing.
- Sözleşmeyi imzalamadan önce dikkatlice incelesen iyi olur.
I'm not signing anything.
- Ben bir şey imzalamıyorum.
He could not sign official papers.
- Resmî evrakları imzalayamadı.
Would you please autograph this book?
- Lütfen bu kitabı imzalar mısınız?
After the concert, Tom signed autographs.
- Tom konserden sonra kendi el yazılarını imzaladı.