Bilgisayarlar sürekli geliştiriliyorlar.
- Computers are constantly being improved.
Son zamanlarda pişirmedeki becerisini geliştirdi.
- She has improved her skill in cooking recently.
Gelişmiş tıbbi teknoloji, uzay programının yan ürünlerinden biri oldu.
- Improved medical technology has been one of the spin-offs of the space program.
Gelişmiş yaşam şartlarına acil bir ihtiyaç var.
- There is an urgent need for improved living conditions.
Rahip insanların maneviyatını geliştirmek için çalıştı.
- The priest tried to improve the people's morals.
Tom gerçekten geliştirmek istiyor.
- Tom really wants to improve.
Japonca telaffuzumu ilerletmek istiyorum.
- I wanted to improve my Japanese pronunciation.
Ben İngilizcemi ilerletmek istiyorum.
- I want to improve my English.
Öğrenci ilerlemek zorunda.
- The pupil has to improve.
Sarımsak yemeğin lezzetini artırmak için kullanılır.
- Garlic is used to improve the taste of food.
Dan, diğerlerinin yaşamını iyileştirmek istedi.
- Dan wanted to improve the lives of others.
Dan eski kütüphanesini iyileştirmek için yerel vakıflardan fon aldı.
- Dan received funds from local foundations to improve his old library.
Durumu düzeltmek için daha çok çalışmalıyız.
- To improve the situation, we must work harder.
Tom İngilizcesini geliştirmek için çok çalışıyor.
- Tom is working hard to improve his English.
Roosevelt, Amerika'nın Japonya ile ilişkileri geliştirmek için çok çalıştı.
- Roosevelt worked hard to improve America's relations with Japan.
Egzersiz sağlığı geliştirir.
- Exercise improves health.
Tom İngilizcesini geliştirmek için çok çalışıyor.
- Tom is working hard to improve his English.
İlerleme için yer var.
- There's room for improvement.
Öğrenci ilerlemek zorunda.
- The pupil has to improve.
... Education can always be improved through mobile ...
... With new technology and improved logistics, empires spread, ...