Rahip insanların maneviyatını geliştirmek için çalıştı.
- The priest tried to improve the people's morals.
Tom İngilizcesini geliştirmek için çok çalışıyor.
- Tom is working hard to improve his English.
Ben İngilizcemi ilerletmek istiyorum.
- I want to improve my English.
Macarcamı ilerletmek istiyorum.
- I'd like to improve my Hungarian.
O, teniste büyük bir ilerleme kaydetti.
- He has made a big improvement in tennis.
Ben ilerlemeyi görebiliyorum.
- I can see the improvement.
Gelişim önerileri hoş karşılanır.
- Suggestions for improvements are welcomed.
Öğrenci ilerlemek zorunda.
- The pupil has to improve.
Sarımsak yemeğin lezzetini artırmak için kullanılır.
- Garlic is used to improve the taste of food.
Dan eski kütüphanesini iyileştirmek için yerel vakıflardan fon aldı.
- Dan received funds from local foundations to improve his old library.
Tom hastaların yaşam kalitesini iyileştirmek için gücü dahilinde her şeyi yapıyor.
- Tom is doing everything within his power to improve the patients quality of life.
İstikrarlı ekonomik gelişme vardı.
- There was steady economic improvement.
Teknolojideki gelişmeler onların başarmasına yardım etti.
- Improvements in technology helped them succeed.
Durumu düzeltmek için daha çok çalışmalıyız.
- To improve the situation, we must work harder.
Gelişmiş tıbbi teknoloji, uzay programının yan ürünlerinden biri oldu.
- Improved medical technology has been one of the spin-offs of the space program.
Yine de, işler gerçekten gelişmiş değil.
- Still, things haven't really improved.
Fransızcamı geliştirmekle ilgileniyorum.
- I'm interested in improving my French.
Ben Bretonca bilgimi geliştiriyorum.
- I'm improving my knowledge of Breton.
Tom İngilizcesini geliştirmek için çok çalışıyor.
- Tom is working hard to improve his English.
Tom gerçekten geliştirmek istiyor.
- Tom really wants to improve.
Biz her zaman servis kalitesinde iyileştirmeyi amaçlıyoruz.
- We are always aiming at improving the quality of service.
Tom İngilizcesini geliştirmek için çok çalışıyor.
- Tom is working hard to improve his English.
Egzersiz sağlığı geliştirir.
- Exercise improves health.
Benim doğaçlamalarım görece iyidir.
- My improvisations are tolerably good.
Bu harika bir doğaçlamadır.
- This is a great improvisation.
Bilgisayarlar sürekli geliştiriliyorlar.
- Computers are constantly being improved.
İngilizceni geliştirdin.
- You've improved your English.
Egzersiz sağlığı geliştirir.
- Exercise improves health.
Okuma zihni geliştirir.
- Reading improves the mind.
Tom ve Mary hava düzelirse yarın yürüyüşe gitmeyi planlıyor.
- Tom and Mary plan to go hiking tomorrow if the weather improves.
Hava düzelirse yürüyüşe çıkacağım.
- I'll go for a walk if the weather improves.
Almancamı geliştirmekle ilgiliyim.
- I'm interested in improving my German.
Fransızcamı geliştirmekle ilgileniyorum.
- I'm interested in improving my French.
O, teniste büyük bir ilerleme kaydetti.
- He has made a big improvement in tennis.
Öğrenci ilerlemek zorunda.
- The pupil has to improve.
Biz birçok iyileştirmeler yaptık.
- We've made many improvements.
İyileştirmeler olacak.
- There will be improvements.
Yavaş yavaş, kendi yazılarındaki iyileşmeyi fark edeceksin.
- Little by little, you will notice improvement in your writings.
Çin halkının yaşamı şimdi gittikçe iyileşmesine rağmen, gelişme için hâlâ bir neden vardır.
- Although the life of Chinese people is getting better and better now, there is still room for improvement.
I shall make some improvement of this doctrine. -John Tillotson.
Those vices which more particularly receive improvement by prosperity. -Robert South.
The parts of Sinon, Camilla, and some few others, are improvements on the Greek poet. -Joseph Addison.