O terbiyesizce konuştu.
- She spoke impolitely.
Tom terbiyesizce konuşur.
- Tom spoke impolitely.
Onun kaba cevabından dolayı, o kızdı ve onun yüzüne tokat attı.
- Because of his impolite reply, she got angry and slapped his face.
Kimse kaba satıcıları sevmez.
- Nobody likes impolite salesmen.
Tom Mary'ye oğlunun terbiyesiz düşünceleri için özür diledi.
- Tom apologized to Mary for his son's impolite remarks.
Tom terbiyesizce konuşur.
- Tom spoke impolitely.
Onun davetini geri çevirmen büyük kabalık.
- It is very impolite of him to decline their invitation.
Onlar çok iyi tanımadıkları biriyle aynı fikirde olmamayı kabalık olarak düşünüyorlar.
- They consider it impolite to disagree with someone they don't know very well.