imperturbable

listen to the pronunciation of imperturbable
İngilizce - Türkçe
heyecanlanmaz
ağır başlı
sakin
soğukkanlı
{s} ağırbaşlı, temkinli, istifini bozmayan, soğukkanlı
{s} ağırbaşlı
temkinli
calm
sakinleştirmek

Tom, Mary'yi sakinleştirmek için elinden geleni yaptı. - Tom did his best to calm Mary down.

Tom Mary'yi sakinleştirmek için elinden gelen her şeyi yaptı. - Tom did all he could to calm Mary down.

calm
{i} sakinlik

Bir fırtınadan sonra sakinlik gelir. - After a storm comes the calm.

Fırtınadan sonra gelen sakinlik. - The calm that comes after the storm.

calm
{s} serinkanlı
calm
{s} sakin

Bu gibi durumlarda sakin kalmak en iyisidir. - In situations like these, it's best to remain calm.

O, tehlike karşısında sakin kalır. - He remains calm in the face of danger.

calm
{s} soğukkanlı

Tom, baskı altındayken bile soğukkanlı, sakin ve aklı başında. - Tom's cool, calm, and collected, even under pressure.

calm
{s} durgun
calm
{i} sükûnet, durgunluk, dinginlik
calm
{f} yatıştırmak, sakinleştirmek; yatışmak, sakinleşmek
calm
huzur

Ancak, grev huzurlu olmamıştı ve Aziz Martin Luther King, Jr her iki taraftan sabırlı ve sakin olmasını rica etti. - The strike had not been peaceful, however, and Rev. Martin Luther King, Jr. begged both sides to be patient and calm.

calm
(deniz) durgunluk
imperturbability
ağırbaşlılık
imperturbability
ağır başlılık
imperturbability
sakinlik
calm
{s} arsız
calm
{s} esintisiz
calm
sakin/durgu
calm
{s} endişesiz
calm
sukunet
calm
asude
calm
(fiil) sakinleştirmek, yatıştırmak, teskin etmek
calm
(sıfat) endişesiz, gürültüsüz, sakin, durgun, serinkanlı, dingin, ağırbaşlı, huzurlu, esintisiz, arsız, soğuk, soğukkanlı
calm
{s} gürültüsüz
imperturbability
{i} soğukkanlılık
imperturbably
soğukkanlı bir şekilde
İngilizce - İngilizce
not easily perturbed, upset or excited
calm and collected, even under pressure
calm
{s} calm, composed; not easily agitated or excited
If you describe someone as imperturbable, you mean that they remain calm, even in disturbing or dangerous situations. Thomas, of course, was cool and aloof and imperturbable. remaining calm and unworried in spite of problems or difficulties
not easily perturbed or excited or upset; marked by extreme calm and composure; "hitherto imperturbable, he now showed signs of alarm"; "an imperturbable self-possession"; "unflappable in a crisis"
Incapable of being disturbed or disconcerted; as, imperturbable gravity
imperturbably
In an imperturbable manner; calmly
ımperturbable
{a} unpassable, thick, inaccessible
imperturbability
a state of calm, unruffled self-assurance; aplomb, composure
imperturbability
The state or quality of being imperturbable
imperturbability
{i} calmness, incapability of being easily disturbed or excited
imperturbability
calm and unruffled self-assurance; "he performed with all the coolness of a veteran"
imperturbably
calmly, collectedly, composedly