impenetrable to sight

listen to the pronunciation of impenetrable to sight
İngilizce - Türkçe

impenetrable to sight teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

thick
kalın

Ben bir hafta içinde bu kalın kitabı okumayı bitiremem. - I cannot finish reading this thick book in a week.

Aşkın ince olduğu yerde hatalar kalındır. - Faults are thick where love is thin.

thick
keşif
thick
{s} yoğun

Yoğun sis nedeniyle uçuş iptal edildi. - The flight was cancelled because of the thick fog.

Çok geçmeden önce, hayalet yoğun siste kayboldu. - Before long, the ghost disappeared into a thick fog.

thick
çok miktarda
thick
kaplı

Gemi, kalın sisle kaplı, şafakta yola çıktı. - The ship, covered in thick fog, set sail at dawn.

Zemin kalın bir halı ile kaplıdır. - The floor is covered with a thick carpet.

thick
{s} koyu

Koyu, kremalı mantar çorbası severim. - I love thick, creamy mushroom soup.

Onun koyu makyajı iğrençtir. - Her thick makeup is disgusting.

thick
en hareketli an
thick
katı
thick
{s} sisli
thick
{s} boğuk
thick
{s} sık

Kar o kadar sık düşmeye başladı ki küçük çocuk kendi elini göremedi. - The snow began to fall so thickly that the little boy could not see his own hand.

Orman sık ve aşılmazdı. - The forest was thick and impenetrable.

thick
{i} en çok olduğu yer
thick

Orman sık ve aşılmazdı. - The forest was thick and impenetrable.

Kar o kadar sık düşmeye başladı ki küçük çocuk kendi elini göremedi. - The snow began to fall so thickly that the little boy could not see his own hand.

thick
{i} en heyecanlı yeri
thick
ahmak
thick
{s} yakın (arkadaş)
thick
dil tutulur gibi telaffuz olunan
thick
{s} aşırı
thick
kalınca

Tostunun üstüne kalınca bal yaydı. - She spread honey thickly on her toast.

İngilizce - İngilizce
thick
impenetrable to sight

    Heceleme

    im·pen·e·tra·ble to sight

    Türkçe nasıl söylenir

    împenıtrıbıl tı sayt

    Telaffuz

    /əmˈpenətrəbəl tə ˈsīt/ /ɪmˈpɛnətrəbəl tə ˈsaɪt/