Onun biraz bilişsel bozukluğu var.
- He has some cognitive impairment.
Sami'nin görüşü ciddi şekilde bozulmuştu.
- Sami's vision was severely impaired.
Çok sigara içmek sağlığına zarar verdi.
- Heavy smoking impaired his health.
Sami'nin görüşü ciddi şekilde bozulmuştu.
- Sami's vision was severely impaired.
His impaired driving skill due to alcohol caused the accident.
The cop gave me an impaired.