Çok fazla aksiyon içermeyen filmlerde hep sıkılırım.
- I'm always bored with films that have little action.
Hepimiz onun hatalı olduğunu bilsek bile, Tom her zaman haklı olduğunu iddia eder.
- Tom always insists that he's right even when we all know that he's wrong.
Anlamıyorum. Niye hep onunla takılıyorsun?
- I don't understand. Why do you hang out with her all the time?
Bugün hava harika fakat bu günlerde hep yağmur yağdı.
- The weather today is great, but lately it's been raining all the time.
Anne her zaman sabahları erken kalkar.
- Mother always gets up early in the morning.
Her zaman dürüst olmak kolay değildir.
- To be always honest is not easy.
Bana daima yardım ettiniz.
- You've always helped me.
Daima sözlüğünü el altında bulundur.
- Always have your dictionary close at hand.
O, her zaman sessizdi.
- He was silent all the time.
Bill her zaman dürüsttür.
- Bill is honest all the time.
Tom sürekli Mary hakkında düşünüyor.
- Tom thinks about Mary all the time.
Tom sürekli TV izler.
- Tom watches TV all the time.