Eski karımı hâlâ özlüyorum ama benim amacım iyileşmek.
- I still miss my ex-wife, but my aim is getting better.
Çin halkının yaşamı şimdi gittikçe iyileşmesine rağmen, gelişme için hâlâ bir neden vardır.
- Although the life of Chinese people is getting better and better now, there is still room for improvement.
Your French is getting better.
- Dein Französisch wird immer besser.
We're getting better and better.
- Wir werden immer besser.