Çocuklarına çok büyük bir servet bıraktı.
- He left an immense fortune to his children.
O oyun çok büyük bir başarı elde etti.
- That play was an immense success.
Denizciler engin okyanusta haftalar ya da aylar harcarlar.
- Sailors spend weeks or months in the immense ocean.
Deprem muazzam büyüklükte bir tsunamiye neden oldu.
- The earthquake caused a tsunami of immense size.
Büyük filozofun şerefine muazzam bir anıt dikildi.
- An immense monument was erected in honor of the eminent philosopher.
Bütün bunlara rağmen, ben son derece gurur duyuyorum.
- Nevertheless, I'm immensely proud.
Bu beni son derece rahatsız ediyor.
- It bothers me immensely.
This question is immensely difficult.
... of three or by a factor of four over the course of a human lifespan. That too was an immense ...
... sooner rather than later is immense. ...