Tom Mary'ye işi henüz niçin yapmadığını açıklamak için bir fırsat vermek istedi.
- Tom wanted to give Mary a chance to explain why she hadn't yet done the work.
Bunun niçin işe yaramayacağını sana açıklamak çok fazla zamanımı alır.
- It would take me too much time to explain to you why it's not going to work.
Lütfen as may be nin dilbilgisini açıklar mısın?
- Please explain the grammar of 'as may be'.
O, ifadenin tam anlamını açıkladı.
- He explained the literal meaning of the phrase.
Meramını anlatmak için sadece otuz saniyen var.
- You've only got thirty seconds to explain yourself.