What came first? The egg or the hen?
- Hangisi ilk olarak geldi? Yumurta mı yoksa tavuk mu?
Suppose you are fired, what will you do first?
- Farzet ki işten atıldın, ilk olarak ne yaparsın?
The world population reached one billion for the first time in 1804.
- Dünya nüfusu ilk olarak 1804'te bir milyara ulaştı.
Firstly, he is your father, secondly, he is very sick. Tom, you must absolutely help him!
- İlk olarak, o senin baban, ikincisi, o çok hasta. Tom, ona kesinlikle yardım etmelisin!
She didn't like him at first.
- O, ilk olarak ondan hoşlanmadı.
At first, they didn't believe him.
- İlk olarak, onlar ona inanmadılar.
I don't remember when the first time I met him was.
- Onunla ilk olarak ne zaman tanıştığımı hatırlamıyorum.
The world population reached one billion for the first time in 1804.
- Dünya nüfusu ilk olarak 1804'te bir milyara ulaştı.
He gave up his attempt once for all.
- O ilk ve son olarak girişiminden vazgeçti.