ilerlemiş

listen to the pronunciation of ilerlemiş
Türkçe - İngilizce
acute
med. advanced, acute
improved
forward
past cure
onward
gone
far
{s} advanced

His advanced age prevents him from getting a job. - Onun ilerlemiş yaşı onun bir iş bulmasını engelliyor.

up
ilerlemiş yaş
advanced age

His advanced age prevents him from getting a job. - Onun ilerlemiş yaşı onun bir iş bulmasını engelliyor.

ilerle
go on
ilerle
proceed with
ilerle
move forward

We need to move forward. - İlerlememiz gerekiyor.

Move forward one step. - Bir adım ileriye ilerle.

ilerle
{f} proceeding
ilerle
proceed

How do we proceed from here? - Biz buradan nasıl ilerleriz?

We'll proceed exactly as you suggest. - Tam olarak önerdiğiniz gibi ilerleyeceğiz.

ilerle
got ahead
ilerle
{f} proceeded

The ship proceeded to her destination. - Gemi hedefine doğru ilerledi.

ilerle
get ahead

Do you want to get ahead in English? - İngilizcede ilerlemek istiyor musun?

ilerle
march on
ilerle
go ahead

Go ahead and ask Tom. - İlerleyin ve Tom'a sorun.

I suppose it makes sense to go ahead and pay the bill right now. - İlerlemek ve faturayı hemen ödemek sanırım mantıklı olur.

ilerle
advance

Stop the enemy's advancement. - Düşmanın ilerlemesini durdur.

The army advanced up the hill. - Ordu tepeye kadar ilerledi.

ilerle
went ahead
ilerle
gone ahead
ilerle
{f} advanced

The army advanced up the hill. - Ordu tepeye kadar ilerledi.

The army advanced on the enemy. - Ordu düşmanın üzerine ilerledi.

ilerle
go#ahead
Avrupa'da tıp üzerinde ilerlemiş enformasyon
(Hukuk) advanced information of medicine in Europe
gecenin ilerlemiş saatlerinde
deep into the night
hamileliği ilerlemiş
advanced in pregnancy
ilerle
progress

The event was forgotten in progress of time. - Zamanın ilerlemesiyle olay unutuldu.

The rough terrain checked the progress of the hikers. - Engebeli arazi yürüyüşçülerin ilerlemesini frenledi.

yaşı ilerlemiş
well on in years
ilerlemiş