ihtiyaçlar

listen to the pronunciation of ihtiyaçlar
Türkçe - İngilizce
needs

In many parts of the world, there is not enough food to meet everyone's needs. - Dünyanın pek çok yerinde, herkesin ihtiyaçlarını karşılamak için yeterli yiyecek yoktur.

They failed to take into account the special needs of old people. - Onlar yaşlı insanların özel ihtiyaçlarını dikkate alamadılar.

wants

Separate your wants from your needs. - İsteklerinizi ihtiyaçlarınızdan ayırın.

want

Separate your wants from your needs. - İsteklerinizi ihtiyaçlarınızdan ayırın.

ihtiyaç
need

She needed fuckin' words of love. - O, kahrolası aşk sözlerine ihtiyaç duyuyordu.

Studies show that once the basic needs of shelter and food are met, additional wealth adds very little to happiness. - Araştırmalar, temel barınma ve gıda ihtiyaçları karşılanır karşılanmaz, ilave zenginliğin mutluluğa çok az şey kattığını gösteriyor.

ihtiyaç
necessity

A computer is an absolute necessity now. - Bir bilgisayar şimdi mutlak bir ihtiyaçtır.

ihtiyaç
(Askeri) requirement

I'm sorry, but we cannot meet your requirements. - Üzgünüm, ancak ihtiyaçlarınızı karşılayamıyoruz.

This shop can supply all your requirements. - Bu mağaza tüm ihtiyaçlarınızı karşılayabilir.

ihtiyaç
demand

The desire emerges between need and demand. - Arzu ihtiyaç ve talep arasından çıkar.

ihtiyaç
require

Not all verbs require an object. - Fiillerin hepsi bir nesneye ihtiyaç duyuyor değildir.

What information do you require? - Hangi bilgiye ihtiyaç duyuyorsun?

ihtiyaç
penury
ihtiyaç
requisite
ihtiyaç
deprivation
ihtiyaç
human want
psikolojik ihtiyaçlar
(Ticaret) psychological needs
ihtiyaç
want

I want you to get the help that you need. - İhtiyaç duyduğun yardımı almanı istiyorum.

Separate your wants from your needs. - İsteklerinizi ihtiyaçlarınızdan ayırın.

ihtiyaç
exigency
ihtiyaç
occasion
ihtiyaç
thing

I have so many things I don't need. - İhtiyaç duymadığım pek çok şeyim var.

Children need many things, but above all they need love. - Çocukların çok şeye ihtiyacı var, ancak her şeyden önce sevgiye ihtiyaçları var.

Harp Planları Ek İhtiyaçlar Listesi
(Askeri) War Plans Additive Requirements Roster
Müşterek Harp Analiz Ve İhtiyaçlar Sistemi
(Askeri) Joint Warfare Analysis and Requirements System
Müşterek ihtiyaçlar Nezaret Konseyi (JROC) İnceleme Kurulu
(Askeri) Joint Requirements Oversight Council (JROC) Review Board
Müşterek İhtiyaçlar Nezaret Konseyi
(Askeri) Joint Requirements Oversight Council
Müşterek İhtiyaçlar ve Yönetim Kurulu
(Askeri) Joint Requirements and Management Board
birincil ihtiyaçlar
(Pisikoloji, Ruhbilim) primary needs
fizyolojik ihtiyaçlar
physiological needs
ihtiyaç
necessity, need, want, requirement; poverty yoksulluk
ihtiyaç
privation
ihtiyaç
pinch
ihtiyaç
something needed, necessity, need, want
ihtiyaç
desideratum
ihtiyaç
exigence
ihtiyaç
call
insani ihtiyaçlar
(Hukuk) humanitarian needs
milli ihtiyaçlar kaynağı
(Askeri) notional requirements generator
nevrotik ihtiyaçlar
(Pisikoloji, Ruhbilim) neurotic needs
seyyar ihtiyaçlar kaynak listesi
(Askeri) mobility requirement resource roster
sivil ihtiyaçlar
(Askeri) civil requirements
sınırsız ihtiyaçlar
(Ticaret) unlimited wants
toplumsal ihtiyaçlar
social requirements
toplumsal ihtiyaçlar
social needs
İhtiyaçlar
(Askeri) entails
Türkçe - Türkçe
(Osmanlı Dönemi) hâcât
(Osmanlı Dönemi) ihtiyacât
ihtiyaç
Güçlü istek: "Şefkatten ölecek derecede hisli, içli bir hâlde bağrıma basmak ihtiyacında idim."- R. H. Karay
ihtiyaç
Gerekseme, gereksinme
ihtiyaç
Eksikliği duyulan şey
ihtiyaç
Yoksulluk, yokluk
ihtiyaç
Güçlü istek
İhtiyaç
gerekseme
İhtiyaç
gereksinim
İhtiyaç
(Osmanlı Dönemi) HABBE
İhtiyaç
(Osmanlı Dönemi) MUGNAT
ihtiyaçlar