Fadil felt neglected and abandoned.
- Fadıl kendini ihmal edilmiş ve terk edilmiş hissetti.
I neglected to note it in my calendar.
- Onu takvimime not etmeyi ihmal ettim.
Tom neglected his family.
- Tom ailesini ihmal etti.
She completely ignored me.
- O beni tamamen ihmal etti.
Tom was accused of neglecting his duty.
- Tom görevini ihmal etmekle suçlandı.
I regret having neglected my health.
- Sağlığımı ihmal ettiğim için pişmanım.
She completely ignored me.
- O beni tamamen ihmal etti.