My fluency is sufficient for many situations, but not for expressing my — often contradictory — emotions.
- Benim akıcılığım birçok durum için yeterlidir, fakat genellikle çelişkili durumlarımı ifade etmek için değil.
Words fail me in expressing my emotion.
- Duygularımı ifade etmeye kelimeler aciz kalır.
I'd like to express my gratitude.
- Minnettarlığımı ifade etmek istiyorum.
I would like to express our thanks on behalf of my colleagues.
- İş arkadaşlarım adına teşekkürlerimi ifade etmek istiyorum.
When I use a word, Humpty Dumpty said, it means just what I choose it to mean - neither more nor less.
- Bir kelime kullandığımda,Humpty Dumpty ifade etmek için tam benim seçtiğimi o ifade ediyor-ne daha fazla ne daha az dedi.
He sometimes has trouble expressing his opinions.
- Bazen görüşlerini ifade etmekte sorun yaşadı.
Words fail me in expressing my emotion.
- Duygularımı ifade etmeye kelimeler aciz kalır.
He expressed himself clearly.
- O, kendini açıkça ifade etti.
I must have expressed myself badly.
- Ben kendimi kötü bir şekilde ifade etmiş olmalıyım.
Being deeply thankful, he tried to express his thanks.
- Derinden minnettar olduğu için, teşekkürlerini ifade etmeye çalıştı.
She expressed her sentiments on the war.
- Savaşla ilgili duygularını ifade etti.
You are at liberty to state your own views.
- Kendi görüşlerinizi ifade etmekte özgürsünüz.
Expressing your feelings is not a sign of weakness.
- Duygularını ifade etmek, zayıflık belirtisi değildir.
Can is the right word to express ability and May to ask for permission.
- Can yetenek ifade etmek için ve May izin istemek için doğru kelimedir.
It's hard for me to express ideas through words.
- Benim için düşünceleri sözcükler aracılığıyla ifade etmek zordur.