if you bring someone or something sonewhere, you take them there with you

listen to the pronunciation of if you bring someone or something sonewhere, you take them there with you
İngilizce - Türkçe

if you bring someone or something sonewhere, you take them there with you teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

bring
{f} getirmek

Oğlumu ofisinize getirmek zorunda mıyım? - Do I have to bring my son to your office?

Tom eve bir hediyelik eşya getirmek istedi. - Tom wanted to bring home a souvenir.

bring
{f} (brought) getirmek
bring
{f} razı etmek
bring
kendine getirmek
bring
beraberinde getirmek
bring
ayıltmak
bring
{f} vermek (ceza)
bring
{f} kazandırmak
bring
icbar etmek
bring
getir

Bana dergileri getir. - Bring me the magazines.

Çoğu sporlarda en sıkı çalışma yapan takım genellikle eve ekmek parasını getirir. - In most sports the team that practice hardest usually brings home the bacon.

bring
{f} ikna etmek
bring
bring round kandırmak
bring
sevketmek
bring
doğurmak
bring
kandırmak
bring
neden olmak
İngilizce - İngilizce
bring
if you bring someone or something sonewhere, you take them there with you