Aynı hatayı tekrar yapma.
- Don't make the same mistake again.
Eyfel Kulesi, Louvre Müzesi ile aynı şehirdedir.
- The Eiffel Tower is in the same city as the Louvre Museum.
Ben hâlâ eskisi gibi aynı kişiyim.
- I'm still the same person I used to be.
Tom eskisi gibi aynı adam değil.
- Tom isn't the same man he used to be.
Yaptığıma benzer bir yanlışı yapmanı istemiyorum.
- I don't want you to make the same mistake I made.
Bu iki şey benzer değil, onlar aynı!
- Those two aren't similar. They're the same.
Yerinde olsam, böyle zor bir durumda aynı şeyi yaparım.
- If I were you, I would have done the same thing in such a difficult situation.
Aynı şeyi söylemenin çok daha iyi ve kısa bir yolu yok mu?
- Isn't there a much better and shorter way of saying the same thing?
Hegel'le aynı şekilde, Panovsky'nin diyalektik kavramı tarihe önceden belirlenmiş bir rotayı izlettirir.
- In the same way as Hegel, Panovsky's notion of the dialectic makes history follow a predetermined course.
Tom tam olarak Mary gibi aynı şekilde hissediyor.
- Tom feels exactly the same way as Mary does.
Hep aynı dizeleri çalarsan monotonluk gelişir.
- Monotony develops when you harp on the same string.
Her zaman olduğun gibi aynısın.
- You are just the same as you always were.
Aynısı benim sınıf için de geçerlidir.
- The same applies to my class.