Bu grupla kendimi tanıtmak istemiyorum.
- I don't want to identify myself with that group.
Kendimi tanıtmak için sürücü belgemi kullandım.
- I used my driver's license to identify myself.
Şartlar hafifçe farklı olmasına rağmen, bizim deneyin sonucu Robinson'unki ile aynı.
- Although the conditions are slightly different, the result of our experiment was identical with Robinson's.
Onlar aynı elbiseleri giydiler.
- They wore identical dresses.
Kimlik politikasının ötesine geçmemiz gerek.
- We need to move beyond identity politics.
Daha sonra, yeni bir kimlik üstlendiler.
- Afterwards, he assumed a new identity.
Tom'un bir özdeş ikizi var.
- Tom has an identical twin.
Bu ikizler özdeş, sadece yüzde değil, aynı zamanda karakterde de.
- Those twins are identical, not only their faces, but also in their characters.
Her birimiz kendi benzersiz kimliğine sahiptir.
- Every of us has his own unique identity.
Sami ve tek yumurta ikizi Ferit, aynı şekilde giyiniyordu.
- Sami and his identical twin, Farid, dressed identically.
Sami ve tek yumurta ikizi Ferit, aynı şekilde giyiniyordu.
- Sami and his identical twin, Farid, dressed identically.
In 1999 Chaudoir and fellow BBC designer Tim Platt were given the task of rebranding the existing BBC2 idents.
the intruder installed an IRC bot and French ident daemon to reply to IRC servers with a name other than root.
The terms of Article 8th are still more identical.
This criminal has taken on several identities.