Partime gelmeleri için arkadaşlarıma yalvarmak zorunda kaldım.
- I had to beg my friends to come to my party.
Sadece ölüm kaldığında, son çare yiyecek için yalvarmaktır.
- When only death remains, the last resort is to beg for food.
Tom çoğu günleri turistik yerlerin önünde para istemek için harcadı.
- Tom spent most days begging for money in front of tourist attractions.
Yasaya göre, sokakta dilenmek yasaktır.
- By law, begging in the street is forbidden.
Tom dilencinin kabına bir bozuk para koydu.
- Tom dropped a coin into the beggar's cup.
Ben sizden özür dilemeliyim.
- I must beg your pardon.