Tüm Dünyada ünlü oldu.
- He became famous all over the world.
Şubelerimiz tüm ülke çapında uzanır.
- Our branches extend all over the country.
Lincoln'un hayatı bütün dünyada çocuklar tarafından okunur.
- The life of Lincoln is read by children all over the world.
İngilizce bütün ülkede yayıldı.
- English has spread all over the country.